Pok Benim, Çiş Benim. Sana Giren Çıkan NeY?

Uykum var, oysa ki saat daha dokuz buçuk bile değil (belki yazı bitince buçuğu biraz geçmiş olabilir). Böyle erken uyku gelmesi ve erken uyuma sonunda sabaha karşı 4 gibi uyanıyorum ve inanılmaz bir mesane boşaltma eylemi gerçekleştiriyorum. O mesane boşaltma eylemini yarı uykulu yarı uyanık yapmak değişik bir tat katıyor olaya. Bazen yatağa geri döndüğümde uykum kaçmış gibi hissetsem de battaniyenin o güzel ve hoş sıcaklığına sarındığım anda tekrar mayışıp bayılma moduna geçiyorum. Aslında yazımda çişimin güzelliğinden bahsetmeyecektim ama kalktı konu nerelere gitti. Neyse, madem çişten başladık, poktan devam edelim değilmi? Geçenlerde facebook üzerinde bir video seyrettim. Hakir gördüğümüz, yeterince değer vermediğimiz pok hakkında. İşin ilginç yönü ise videodaki her söz haklılık içeriyordu. “Ağzımızdan girerken iyi de götümüzden çıkarken mi kötü…” şeklindeki tespit bence videonun en can alıcı kısmıydı 😀 Tamam hem çiş, hem pok mevzusunu aradan çıkarttığımıza göre yazının sonuda gelmiş demektir. Ama bir kaç cümle daha çiziktiriyim ki pok püsür ile bir girdiyi halletti demeyin arkamdan 😀

Bugün “Ninja Assassin” filmini seyrettim. Filmin hemen başında gözüken Ben Miles  (Coupling dizisinin Patrick’i) filme konsantre olup zevk almamı engelledi. Tamam hakkını yemeyeyim filmin benim açımdan diğer handikapı abartılı kullanılan kan efektleriydi. Filmin esas oğlanı da döğüşürken orası burası kesilince sağa sola kan fışkırtıyor hem de öldürdüğü adamlardan daha fazla. Ama kötü adamlar hemen ölürken iyi adam kan takviyesi alıyor olmalı ki filmin sonuna kadar oraya buraya kan fışkırtmaya devam ediyor. Yapımcıları arasında Joel Silver ve Wachowski kardeşler olması da filmi kurtaramamış. 2. kalite dövüş filmi kategorisini zorlasa da 1.5 ta kalmış. Ama şu aralar boşluğu hissedilen aksiyon tarzının temsilcisi olması seyici sayısını artırıyor tabi.

dediğim gibi saat buşuğu biraz geçti ve ben yatağa yollanıyorum. Hepinize iyi geceler, hayırlı rüyalar.